İçim kara
Gözünde tüter Ezelden vardır Razıdır sorgulamaz Çiçektir su ister Ekersin bin verir Kolları kapanmaz, kırılmaz Aramazsın hep yanındadır Rüyana girmez kalbindedir Kimsesizlikten korkmazsın Arkandadır Dosttur gözünü kaparsın Anlatmazsın anlar Şarkıdır hep dinlersin
Her şeysin
bitmesin dediğim rüyam sabahında güneşim, mehtabı gecemin gelirsin gülenim, yokluğun Nisan'ı gözlerimin kokum benim buram buram misim, amberim şarkım hep dinlediğim aklim, fikrim, takıntım, zikrim elim, kolum, gururum, nefsim ve daha diyemediklerim tarifine söz yetmeyenim benim bozkırı bedenimin uçsuz bucaksız bitiremediğim sarım, yeşilim, mavim bildiğim bilmediğim her rengim eğrim, doğrum, zorum, kolayım uğruna her şeye değenim benim sensin benim her daim dileğim..
Vur emri
adım ağızlara pelesenk, dillerdeyim. saklı az da olsa haklıyım. sırtım delik deşik. arkamdan adım karalı.
Maraton
sigaramla yarışıyorsun bu aralar ne seni ne onu................! bağımlıyım, en az sigaram kadar kalemim koşuyor, ben ardından en önde sen, kalem 25'lik ben yorgun yazıyor da yazıyor, silemiyorum.
Kiralık hücre
hücreme kiracıyım. bugünüme mi, yarınıma mı yanayım?
dün belki baş tacı, bugün biletsiz yolcuyum. dünüme davalı, yarına davacıyım.
Benzer sokak
geldi geçti onca zaman, sokağını unuttum. her sokak başka çıkmaz umuttur arar dururum, bilesin ben kayboldum. vurma beni orta yerde koyma tenhalara, uzat elini! davetkar bir dille...bundan böyle el miyim? sevmek bir yana, omuzuna yük müyüm? vurma beni orta yerde, koyma beni tenhalara, uzat elini, davetkar bir dille. cümlelere hacet yok, gel bitsin bu gece.
Taksim
dinle! şarkıya giriyor kanun yavaştan. birazdan notalar, arama emri yazacaklar. nafile kaçışım. seni bulacaklar, sakladığım yerde.
katli vacip diyecekler gıyabımda. ne sen kalacaksın masada, ne ben. sandalyeler devrilecek, kırıp dökecek elde kalanı da.. galip çıkmayacağız bu savaştan.
isimsiz
dansa kalkıyor çiftler. kalkamam sözüm var kendime, bir sonraki şarkıya. darılma sakın başkası değil. sandalyem, kolları alıştı bana, bıraksam o bırakmıyor. senden sonra yerim sıcak. darılma sakın başkası değil.
Lamba
Alaaddin' in lambası var. aşığın lambası yar. bir sığmaz bir sığar. okşanmaz o dökülür. her şişeden o çıkar.
Kutlu olsun
günaha bulandık. namert bildiler. soransız, nasıl, neden? el çekti dostlar pazara kadar. kabarmadı bir kulak, uzanmadı bir el. af mı? hak getire. düşmekti beklenen, düştük. bayramdır. şekerlik dolaşsın elden ele, kolonya avuçlara.
Umut
dileğe mendil dalda, kalp yolcu. hani derler ya, ''insanın en büyük düşmanı umuttur.''
sen rüyada ben diyarda, kavuşmak ecel
Bana zararsın
kalbe hüzün göze yaşsın. dilde nağme bazı zaman, kah nazlı kah cilveli.
an gelir meylere dost dosta düşman edersin karışır günler, mevsimler kışta bahar yazda karsın kalbe hüzün göze yaş seni sevmek.
Kolay gelsin
bensizlik zor gelecek sana. o bir gün yanacak için, sızım sızım.pişman olacaksın!
uykuların kaçacak!
alışkanlıktı,
bırakırım sigaram gibi diyeceksin.
sigaraya başlayacaksın seneler sonra.
derdin birken iki olacak.
bunlar iyi günlerin!
öfken yerden göğe kesin!
haklısın da…
ama soğuyacak yüreğin bir gün.
pişmanlık duyacaksın!
unutmayacak,
bensiz kanayacaksın.
Az ama özdük
ben Anadolu çocuğuyum. çamura yatmayı iyi bilirim. bizim evlerin önü hiç kurumazdı, boğuşurduk. hep. güreşirdik her yanımız kir, pas. bir araba da sopa yerdik anamızdan mahallemizde dikenli teller, üst baş yırtık, takılmadan günümüz geçmezdi dikenlere, tellere ne varsa pürüzden yana bildiğimiz. paçadan yakalanma bundan öteye geçmedi en büyük yalanımız yaşlı Bekir amcanın camını top oynarken kırdığımızda kulağımız uzayınca kıpkırmızı, valla biz yapmadık idi.
bilmeze, anlamaza yatardık. dünyadan haberimiz yoktu gerçekten oysa bir yanda dünya birbirini boğazlarmış menfaatten.
tongaya düşürmek vardı ama güvercinleri yakalamaya, niye yaptığımızı bilmeden tuzaklar kurardık kafamız çok iyi işlerdi bu işe ama sabah bölüştüğümüz bir kaç dilim peynirimize ortak farelere...
kandırırdık birbirimizi, komsu kızı ........ seni seviyormuş diye, çalardık saf yüreklerimizi bilmeden körü körüne. başımız sıkışınca kaçardık, ardımıza bakmadan, ama kovalayan köyümüzün o altımıza yaptırırcasına peşimizden koşan karabaşından.
bir şeyi çok zor söylerdik hatırlıyorum 'seviyorum' mu? asla! onun yerine boyun eğilir, yüzümüz kızarırdı. bazen sevdamız ele varınca, ya da kara toprakta biterdi filmimiz ama dedik mi de kanımızla canımızla severdik.
ben Anadolu çocuğuyum özümde bildiğim içtiğim su gibi saf, emdiğimiz süt kadar ak anamızdan..
Solo
susmuyor dilim. nağmelere dil benim, söyleten kalp senin. nota benim, söz benim, çalgı benim. kendim çalar kendim yanarım. damarıma vuran tel senin.
Sonu belli
ateşe benzin dökmektir, aşk! duyular kapanır, bir kaç saniye koparsın hayattan. jeneratör, kalp devreye girer. ilk anlar sönük bir ışığın olur ve gitgide güneş girer pencerelerden, aydınlanırsın. durmak bilmeyen gürültüye teslim olursun. kulağın değil duyan. göğsün, bedenin hisseder, titrersin. unutursun her şeyi. jeneratöre gerekeni de... o da düşmüştür benzin aşkına. doyamazlar, yer bitirirler birbirlerini. o arada kurunun yanında yaş ta yanar. SEN!
Pervasız
gece bir alem, pervasız bu gece. ağzı bozuk niyeti kötü. yakaladı beni senden ayrı. paçam elinde, silah belinde. anahtar bende, uykularım delik deşik, kilitler deliksiz bu gece. çıkış tan yeri, ya da bir ümit sen.
Bekle
bir gün benden sana bir şiir gelecek.
o günü bekle!
şiirden öte ferman.
sana zul, bana derman.
kalbim soğuyacak bir ihtimal.
ama gerekecek yine de zaman.
kabına sığamayacaksın,
dar gelecek dünya
ahım olmayacak, asla!
beni dinlemediğin günler anısına.
hitabetimdir, içimdeki yasla.
Nesin?
bir hayır kadar yakın, bir evet kadar uzak aşk kadar sevgili, nefret kadar kindar. kalp kadar derin, gözler kadar açık, rüzgar kadar savurgan, sağnak kadar duraksız. toprak kadar kucak ,bulut kadar yüksek. mavi kadar dipsiz, siyah kadar rengarenk. cümleler kadar uzun,hayat kadar kısa mı?
Henüz erken
hatırla, ben ellerimi bir sana uzattım. peşinde bir deli divane, hem pervane. sağım solum arkada uğruna. uzak değiliz kapat gözlerini. bir adım! yüzünü, ellerini, yeniden istiyorum.
Hep gel
geldim ben. söz verdiğin yerde değilsin. izin kalmış, biliyorum sendin. gelmiş, beklememişsin. ayaklarım gitmiyor. yine söz ver, ben kanayım, yine gel.
Toz toprak
rüzgara teslimim, saldım gitti. bilir o.artık umursuzum. belki sokağına bir yaprak, belki çöplüğüne dost poşet duygular. belli olmaz, nemli bezine toz olur, alınırım. artık umursuzum.
Kapım
sen benim gözyaşlarımda doğdun. canıma can koluma kol oldun. akşam kapına bekçi, habersiz. yerime sen uyudun. ne geceler uykun oldum. her sabah kulağına, ateşine dizdiğim, bir dünya söz oldun.
Bilen var mı?
evin önündeki yaşlı çam. peşimden o da mı gitti? kaldırımlar mı değişti ne? nerelerdeyim? eremiyorum sana. zillerde isimler hep yabancı, adım silinmiş, ya da ben hiç olmadım. yoksa ben mi ben değilim?
Kısmet
bahçelerde hıdırellez. alaca karanlıkta, nice gül dalları, renkli tüllü paralar, dilek oldu eğildi, bizi taşıdı. bir umuttu kurdelemiz kırmızı. kimi erdi denize, kimi kavuşamadı. bahtımız şimdi kan revan.
Yakışır
dedin ki, ben sana .... ... yıl. sen bana ne verdin? sanki ben sana elimde, bir kilo patatesle bir kere geldim. demek sen kendine eş, ben sana eldim.
Korkmuyorum
var mısın? kuşan kılıcını. ben silahsız geleceğim. fermandır ölüm, sana her gelişimin. sen aksine yürü! ben sana koşacağım. kasabım sensin ve ben sana aşığım.
Ölüm senden
bembeyaz bir cam parçası, samanıma düşmüş. güneşle ben arasında kararsız. eminim kendinde yanmış bir ayyaşın işi. bakma sağa sola sensin o. iç kanamam. yırtıldım, kanadım. yeşillerim yandı, ben yandım. sen yaşarsın isinle simsiyah. ilk yağmurda, bir başka yürek yakana dek.
Cennetim
damarımın perdesiz telleri. nesin ki bu denli? her telde bir yeni cıvıltı cennet nameli. her telin ayrı dörtlük. yazılmış, okumaya yürek yok, okşanmamış saç teli. dayan sesi! içeriden, çığlıklar içerimden. tek parçasın sol yanımdan. o da bil paramparça. tutan bana bağlayan seni.
Pusu
talihim yok düşmüşüm düz ovalar,
kader pusuda nefessiz kovalar.
canlarım yok bir canım var,
eller havaya teslim bana doyalar.
**
yarim biçmiş bana beyaz kefeni,
göstermiyor tek bir saçın telini,
omuza bir baş kalmadı reva mı?
eller havaya teslim bana doyalar.
**
eller güler ben karalar bağlarım,
gözden değil yaş yürekten dökerim,
yare değil ben bahtıma ağlarım,
eller havaya teslim bana doyalar.
